Bilginin efendisi olmak istersen, çalışmanın kölesi olmalısın. (Balzac)
Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir. (Latin atasözü)
Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek ise tehlikelidir. (Konfiçyüs)
Tanrı eğri çizgilerle, doğru yazar. (Portekiz atasözü)
Her tanımlama bir sınırlamadır. (Andre Suares)
İyimser mutlu bir sersem; kötümser, mutsuz bir sersemdir. (Bernanos 10.yy)
Başarının %5'i yapmayı bilmekten, %95'i yapabilmekten oluşur. (Fransız deyişi)
Mabet için can verilir; taşları için değil. (St. Exupery)
Bütün cevaplarınıza karşı sorularım var. (Woody Allen)
Bizden başkalarında olan yetenek ve beceriye biz şans deriz. (Michel Audiart)
Gebermek yerine ölmeyi tercih ederim. (Drieu La Rochelle)
O işin başarılmasının imkansız olduğunu bilmedikleri için başardılar. (Mark Twain)
Midyeler ve sersemler birbirini bulur ve biribirlerine yapışırlar. (Sacha Guttry)
Düşünce, düşüneni değiştirir. (F. David Peat)
Bir kelebeğin kanat çırpışının fırtınalar çıkardığı bir dünyada, tarihi kahramanların yaptığını sanmak
ne büyük bir aptallık! (Kemal Sayar)
Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır. (Necip Fazıl Kısakürek)
Murdar bir halden, muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilik ise, her namuslu insan gericidir
(Cemil Meriç)
Parayla satın alınabilecek kadar değersiz şeylerin peşinde koşmaya vaktim yok (S. Canan)
Akıl hazır değilse, göz göremez (Emilie Serge)
Çağımızın hastalığının belirtileri, kafa ve kalbin boş, midenin ise dolu olmasıdır (?)
Bir ülkede, kısa boylu insanlar uzun gölgeler veriyorlarsa, orada güneş batıyor demektir (?)
Yayın doğruluğu, eğriliğindedir (Fethullah Gülen)
Başkasını övmeyenlere, yerenlere, kimseden hoşnut olmayanlara bakın; bunlar kimsenin
beğenmediği insanlardır. (La Bruyere)
Hiç bir insana rastlamadım ki, onda öğrenilecek bir şey olmasın. (Alfred de Vigny)
Düşüncelerinde inat ve şiddet, aptallığın en açık belirtileridir. (Bernard Barton)
İnsanlar ne kadar az düşünürlerse, o kadar fazla konuşurlar. (?)
Deha, ancak özgürlük atmosferinde soluk alabilir. (J. Stuart Mill)
Eğer kekeme değilseniz, söylemek her zaman kolay, yapmak her zaman zordur. (R. Lewton)
Rüyaları gerçekleştirmenin en kestirme yolu, uyumamaktır. (J. M. Powe)
Cahil kimsenin yanında, kitap gibi sessiz ol. (Mevlana)
Kurtlarla arkadaş ol, yalnız elinden baltayı bırakma. (Rus Atasözü)
Bir gün su içeceğin çeşmeye çamur sıçratma. (İsrail Atasözü)
Bozulan dostluktan sonraki nefret, meyvelerin en öldürücüsüdür. (G. E.Lessing)
Mert olmayan bir insanla işe başlamak, sonu gelmeyecek, ya da kötü bitecek bir yola çıkmak demektir. (Montesquie)
Ağzında bal olan arının, kuyruğunda iğnesi vardır. (John Lyly)
Düşünmeden konuşmanın cezası, konuştuktan sonra düşünmeye mahkum olmaktır.
Bakılacak yüze, utanılacak söz söyleme.
Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz.
İbret ile bakarsan, Ders alırsın tabaktan; Akılsız kafanın farkı yoktur kabaktan
- Evliyâyı Kiram’ın kabrini ziyaret etmek, hayatta iken kendilerini ziyaret gibidir. Diri iken sohbetine gidince nasıl feyz alınırsa, kabrinden de öyle feyz alınır.
- Allahü tealanın veli kullarının yazılarında mânevî tesir vardır. Kalplere tesir eder.
- Bir Evliyayı sevmek dünya saâdetlerinin en büyüklerindendir.
- Bid’atler çok kötüdür. En kötüsü imanda bid' at olanlardır.
- Silsile-i aliyyenin isimleri okunan yere, rahmeti ilahiyye yağar
- Allahü tealanın velî kullarına olan sevgi, Allah sevgisine yol açar. Allahü teâlâyı sevebilmek için, önce Allah adamlarının sevgisi şarttır.
- Allahü teâlânın sıfatlarından en kıymetlisi muhabbet sıfatıdır.
- İmanın en mühim alameti, hubb-i fillah ve buğd-i fillahdır.
- Allahü teâlânın sevgisine kavuşmağa çalışana salih denir. Kavuşmuş olana veli-evliya denir. Kavuşmuş ve kavuşturabilene Mürşid denir.
- Evliyâ, Allahü teâlânın sevdiği kul demektir.
- Cenab-ı Hak Kur’an-ı kerimde vesile arayın, sebebe yapışın buyuruyor. Nasıl dünyada san’at peşinde koşuyorsak, ahiretin de sebebine yapışacağız. Ahiret sebepleri Evliyaullahtır. Evliya islam âlimi demektir.
- Cuma günü duanın kabul olduğu bir saat vardır, buna saati icabe denir. Ulemâ, bu saat ikindi vaktidir buyurmuş. Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri, bu saat mâlum olsa, sohbeti salihin isterim buyurmuş.
- Sohbet, en kıymetli ibadettir. Sohbet, beraber olmak demektir.
• Cenâb-ı Hak hakimdir, her yaptığında hikmet vardır.
• İman ni’metinin şükrünü ifa etmek içün, hubb-i fillah ile şereflenmeliyiz. Birbirimizin kalbini kırmaktan titremeliyiz. Zaten mü’minin kalbini kırmak haramdır.
• Seadete kavuşan insan kızmaz, sevinir.
• Bir yerin şerefi içindekilerden belli olur. Kafirlerin bulunduğu yer mübarek olamaz. Mücahidlerin bulunduğu yer mübarekdir.
• Müslümanların, Allah adamlarının yüzüne bakmak ibadettir, sevaptır.
Yol levhası olmak büyük şereftir.
Bir müslüman vaktini en iyi şekilde değerlendirmelidir.
Başarının sırrı, birlik–beraberlik, dürüstlük, iyi hedef seçmektir.
Bir kişi daha yanmaktan kurtulsun diye uğraşmalıyız. Cehennemden bir kıvılcım, dünyayı yakar, yok eder.
En zor iş islamiyete hizmet etmektir. Çünki, Allahüteâlâ en zor işi, en güvendiğine, en çok sevdiğine vermiştir. Peygamberlere ve varislerine vermiştir.
Büyükleri seven kazanır, işin aslı muhabbettir.
Mahlûkâtın yaratılmasına sebep olan muhabbet sıfatıdır.
Çocuk, büyük adamların işinden anlamadığı gibi, akıl da, Allahü teâlânın bir şeye benzeyip benzemediğini ayıramaz.
Evliya-yı kirâmın ruhlarından, hayatta iken feyz alındığı gibi, vefatlarından sonra da feyz alınır. Hatta daha çok feyz verirler. Yeter ki sevgi, muhabbet olsun. Ehl-i sünnet itikâdı olsun, haram işlememek olsun, bir de namazları kılmak oldu mu, feyz kesilmez, artar.
Evliyâlar da Allahü teâlânın sıfatlarıyla sıfatlanmışlardır. Onlar da dünyada dostla düşmanı ayırmazlar. Dostlara yaptıkları iyi muameleyi dost olmayanlara da yaparlar. Sevmeyenler, dostlarla karışıp Evliyanın huzuruna gelirler, Evliya onlara hiç kötü muamele yapmaz, dostlarına olduğu gibi, onlara da ikram ederler, tatlı konuşurlar. Onlar da der ki, “Bu adam benim düşman olduğumun farkında değil, bana dost muamelesi yapıyor.” Evliyanın dostla düşmanı ayırmaması, nîmet vermek bakımındandır. Yoksa onlarla sohbet etmezler, onlara gitmezler, dükkanlarından alış veriş etmezler. Ancak, onlar gelirse, karşılaşırlarsa ayırt etmezler. Fakat dostlara giderler, hastasını ziyaret ederler, cenazesine giderler, diğerlerine gitmezler.
Bir insan bir işin delisi olmazsa velisi olamaz.
Yapmak başarı değil, başarının sırrı sormaktır.
Allahü teala bir kulunu severse, ona iki şey verir. Birincisi ; sevdiği bir kulunu ona tanıştırır. Eshab-ı Kirama Peygamber efendimizi tanıttığı gibi. İkincisi ; ona hayırlı bir iş verir en hayırlı iş Peygamber efendimizin yaptığı iştir.
Dünyada iken, Allahütealanın dinine hizmet edenler, Allahütealanın kullarının müşküllerini halledenler, mahşerde, tahtlar üzerinde, kürsülerde, gölgelerde oturacaklar. Allahüteala onlarla konuşacak. Onlar için ne hesap var ne azap var. Bugün neşir yolu ile islamiyeti yaymak Allahütealanın en çok sevdiği ibadetlerdendir.
Şeytan insanın damarlarına girer, heryerine girer, yalnız kalbine giremez. Kalbi, Allahü teâlâya mahsustur. Kalbin üzerinde siyah nokta vardır. Şeytan oraya kadar gelir, vesvese verir. Eskiden putların içine girip konuşurlardı. Cinler her şekle girerler. Evliya ruhları ise yalnız insan şekline girerler ve insanlara görülebilirler. Görünmek onun elindedir. Görende de kabiliyet olması lazımdır. Evliya, sevdiklerine, kabiliyet olmasa da görülebilir